"Enter"a basıp içeriğe geçin

Kapitalizmin Kökenleri

Kapitalizm, insanların ya da şirketlerin hizmet ve mal üretimini veya değişimini arz ve talep kapsamında düzenlenmiş olan fiyatları ve serbest piyasaları içermekte olan işlemlerle gerçekleştirmiş olduğu ekonomik sistemdir.

İnsan medeniyeti var olduğundan beri ticaret de her zaman var olmuş olsa da bir sistem olarak kapitalizmin 13. yy. tarihine kadar özellikle Avrupa’da feodalizmin yerini alamamıştır. O dönemlerde iş tanrıya kulluk bağlarından, köle sahipliğinden ve kendi topluluklarına karşı olan sorumluluklardan ortaya çıkmış olan yükümlülüklerdi. Sonrasında ise kapitalizm kölelik yerine belli ücretler karşılığında çalışmayı öne sürmüştü.

13. yy’dan itibaren kapitalizm Avrupa’nın küçük ticaretlerine yerleşmeye başladı. Kapitalizmi giden asıl yol ise modern ulusal devletlerin ortaya çıkmasında önemli etken olan reform ve Rönesans ile birlikte çıkmıştır.

Aynı şekilde sonraki yüz yıllarda yapılmış olan seferler ve özellikle de Amerika’nın keşfinden sonra ticaret daha fazla teşvik edildi. Bunun sonucunda kapitalizm başta İngiltere ve Fransa olmak üzere gelişme ulaşan ve hükümetlerin üretim ve tüketimin kontrolünü ele geçirmiş olduğu merkantilizm adı verilmiş olan yeni bir ticaret yönteminin önünü açtı. Bu sistemde toplumların refah seviyesi ana paranın miktarına bağlıdır. Global anlamda paranın hacmi ise değişmez. Ana para burada devletin elinde tutmuş olduğu miktarı temsil eder.

Modern anlamda kapitalizmin kurulmasında iki olay etkili olmuştur. Bu olaylardan biri Fransa’daki fizyokratların sunumu ve Adam Smith’in fikirleridir. Her iki olay da 19. yüzyıl ile birlikte yükselişe ulaşmış olan Sanayi Devrimi’nin başlangıcını savunan bir argüman olan devletin bir müdahalesinin olmadığı bir ekonomik düzenden bahsediyordu.

Ancak bu dönemin özellikleri arasında olan insanlık dışı çalışma koşulları mevcut sistemin pek çok insan tarafından da eleştirilmesine nden olmuştur. Fakat bu sisteme karşı pek çok eleştiri getirilmiş olsa da pek çoğu başarısız olmuştur. Ancak sisteme karşı en etkili karşı teori geliştiren kişi Karl Marx olmuştur. Her ne kadar eleştirisi büyük yankılar oluşturmuş olsa da o dönemde de kapitalizm dünyadaki hükümdarlığını arttırmaya devam etmiştir. Elbette ki Karl Marx fikirlerinin birçok toplum üzerinde etkisi olmuştur. Fakat bu fikirleri okuyanlar sadece onun fikrini savunanlar değil aynı zamanda kapitalistlerdi. Durum böyle olunca aslında kapitalist düzeni savunanlar da Marx’ın fikirlerini öğrendikten sonra buna karşı önlemler alabildiler.

Yakın dönemin kapitalizm konusunda en etkili ekonomist ismi ise John Maynard Keynes’tir. Bu ekonomist hükümetlerin kapitalizm ile bağlantılı ekonomik genişleme ve depresyon döngülerini hafifletmek ve tam anlamı ile ortadan kaldırmak için gücünü kullanabileceğini ortaya koymuştur.

20. ve 21. Yüzyıldaki Ekonomik Krizler

Kapitalizm her ne kadar pek çok açıdan yararlı bir sistem olsa da kusursuz bir sistem değildir. Kendi içinde pek çok açıklık ve sıkıntılar bulunur. Bu sistemin özellikle 1929 yılından itibaren üstesinden gelmesi gereken büyük bir sınavı olacaktı. Büyük Buhran adı verilen bu dönem özellikle Avrupa ve Amerika’nın ekonomik açıdan çok ciddi sıkıntılar yaşamasına neden olmuştur. Bu olay yüzünden borsalar dibi gördü, binlerce banka battı ve yüz binlerce insan işsiz kaldı. 

 Keynes’in ortaya atmış olduğu fikirler kapitalizm ile birlikte ekonomik anlamda büyük bir genişleme yaratmıştır. Fakat 60’lı yıllarında başlarında dünya üzerindeki kapitalist ülkelerdeki işsizlik ve enflasyon oranı artmaya başladı. Bunun en büyük nedeni ise özellikle petrol başta olmak üzere artmakta olan enerji maliyetleriydi.

2008 yılının sonlarına doğru da dünya üzerindeki pek çok ülkeyi olumsuz yönde etkileyen bu kriz pek çok insanın işsiz kalmasına neden olmuştur.

Ekonomik döngülerin yaratmış olduğu krizlere rağmen günümüzde kapitalizm ekonomik bir sistem olarak hala etkili olduğunu defalarca kanıtlamıştır. Sahip olduğu pek çok özellikle sayesine ve rekabeti teşvik etmesinden dolayı bu sisteme uyum sağlayan ülkeler refah olarak gelişmektedir. Ayrıca pek çok sosyal önlemin de alınmasına olanak sağlamış ve zenginlikler yaratmıştır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir